El-Emin (Güvenilen) Hz. Peygamber (s.a.s)

Hz. Muhammed (sav) gerek peygamber olmadan önce gerekse peygamberliği döneminde insanlar arasında dürüstlüğü ve güvenilirliğiyle tanınmıştır. Her zaman doğruyu söylemiş verdiği sözleri yerine getirmiş kendisine emanet edilen eşyaları özenle korumuştur. Güvenilirlik, peygamber efendimizin (s.a.) en belirgin özelliğidir.
O(sav), gençliğinden itibaren güvenilirliği ile tanınmış, bu nedenle kendisine güvenilir Muhammed anlamına gelen Muhammed’ül-Emin denilmiştir.
İnsanlar çözemedikleri problemlerini Peygamberimize getirir, Onun vereceği kararlara büyük saygı ve güven duyar ve memnun olurlardı. İnsanlar her zaman Onun verdiği kararlarda adil olduğuna inanırlardı. O, kişisel çıkar, akrabalık, zenginlik, fakirlik, kin, düşmanlık, taraflardan birinin soylu olması, beden ve ruh bakımından engelli olması gibi durumlarına bakmaz, herkese adil davranırdı. Peygamber Efendimiz, söz vermişse mutlaka verdiği sözü yerine getirir, kendisine verilen emanetleri sonuna kadar korur, bir şey söylemişse muhakkak onu yapardı. Herhangi bir şekilde başkalarına zarar vermekten kaçınmayı, canları, malları konusunda onlara güven vermeyi İslam’ın ve imanın şartı olarak görür, “Emaneti gözetmeyenin imanı yoktur.” buyururdu.
HZ. Peygamber İslam’ı tebliğ etmeye başladığı günlerde Kureyş kabilesini Safa Tepesi’nde topladı ve onlara şöyle dedi: ” Ey Kureyşliler, şu dağın arkasında düşman atlıları var, üzerinize baskın yapacak, desem bana inanır mısınız ? ” Onlar da elbette inanırız , çünkü şimdiye kadar senin yalan söylediğini hiç duymadık .” diyerek onun dürüst ve güvenilir bir insan olduğunu söylediler.
Mekkeliler onu, dürüstlüğü ve güvenilirliğinden dolayı daha genç yaşta Mekke’nin en önemli meclisi olan “Hılful Fudul” (Erdemliler Topluluğu) üyesi yapmıştır.
Kâbe’nin onarımında ortaya çıkan anlaşmazlık onun hakemliği sayesinde çözülmüştür.
Ticaretteki dürüstlüğü sayesinde herkes onunla ticarette işbirliği yapmak istemiştir.
Hz. Muhammed (s.a.s.) peygamber olarak görevlendirildikten sonra birçok baskılara ve haksızlıklara maruz kalmıştır. Bu baskıları yapanlar onu, zayıf insanların aklını çelmekle, kâhinlikle, büyücülükle suçlamışlar ancak hiç kimse onu yalancılıkla ya da sahtekârlıkla suçlayamamıştır.
İnsanları ikna etmesindeki en önemli etken, dürüstlüğü ile verdiği güven duygusudur. İnsanlar peygamberimize o kadar çok güveniyordu ki, düşmanlık edenler bile şehir dışına gidecekleri zaman kıymetli eşyalarını ona emanet ediyorlardı.
O, güzel ahlakını şu ayetleri kendisine ilke
edinerek sürdürmüştür:
“…Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluk gerektirir.” İsrâ Suresi, 34. Ayet.
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!…” Hûd Suresi, 112. Ayet
“Öyle ise seninle beraber tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”
(11/Hud suresi, 112)
“Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim” Şuara , 125
Peygamberimiz kendisi de inanan insanlara güvenilir ve dürüst olmaları konusunda şu tavsiyelerde bulunmuştur:
“Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimsedir.
“Bizi aldatan bizden değildir.”
“Allah’a inandım, de. Sonra da dosdoğru ol…”
“Dürüst ve güvenilir tüccar, Ahirette peygamberler, sıddîkler ve şehitlerle beraber olacaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir