CEVAP:
1- Eşler arasındaki görüş farklılıkları ne kadar azsa evde huzurlu bir ortam oluşması o kadar kolay olur. Yani misafir ağırlama, akraba ziyaretleri, kayınvalidenin evdeki konumu, çocuk yetiştirme gibi hususlarda kadın ve erkeğin hemen hemen aynı fikirleri paylaşması gerginliği ve stresi olabildiğince azaltıyor. Yetiştirilme tarzlarınız ve kişiliğinizden kaynaklanan farklılıklar sizi bazı konularda farklı düşünmeye itebilir; ama aile saadetinizi korumak adına birlikte oturup konuşarak hangi durumda nasıl tavır alacağınızı önceden belirlemelisiniz. Çocukların yetiştirilmesi ve eğitimleriyle ilgili konularda onların yanında tartışmamalı, kendi aranızda ortak bir strateji oluşturmalısınız.
2- Eşlerin baskı uygulamadan ve karşısındakinin kendini yetersiz hissetmesine neden olmadan inisiyatif kullanabilmeleri gerekiyor. Kadının kendine özgü bir bakış açısı geliştirebilmesi için de kendine güven duymasını sağlayacak uğraşlara sahip olması lazım. Evde ya da dışarıda üretken olan, kendini işe yarar hisseden hanımlar kendine daha çok güveniyor ve inisiyatif kullanmakta daha başarılı oluyor. Bir hayır kurumunda çalışmak, bir el sanatıyla ilgilenmek kadına kendisini iyi hissettiriyor.
3- Kuşak çatışmasını önlemek de eve huzuru davet ediyor. Evdeki herkesin kendi rolünü benimsemesi, aile içindeki konumunu kabullenmesi gerekiyor. Çocuğun, kadının, erkeğin, kayınvalide ya da kayınpederin merkezi etrafında oluşan ailelerde huzursuzluk yaşanması kaçınılmaz oluyor. Evdeki her birey başlı başına önemli ve değerli olduğunu, adil bir paylaşım yaşandığını hissetmeli.
4- Problemler inkar edilmek yerine kabul edilmeli ve çözüm yolları araştırılmalı. Diyelim eşiniz nezaket kurallarına fazla uymuyor ya da konuşmaktan pek hazzetmiyor. Değiştiremeyeceğiniz durumlarsa, eşinizi o haliyle kabullenmeli, çevrenize karşı da eşinizi olduğundan daha kibar ya da daha arkadaş canlısı gösterme yanlışına düşmemelisiniz.
5- Modern insanın belki en çok yakındığı ‘yalnızlık’ duygusunu bertaraf etmek, ‘başı sıkıştığı an’ kapısını çalabilecek güvenli bir dostun varlığını bilmek hayata pozitif bakmayı kolaylaştırıyor. Akrabalarla iç içe, hala, teyze, dayı, amca kavramlarını öğrenerek ve onlardan sevgi görerek büyüyen çocukların daha sosyal ve daha cana yakın kişiliklere sahip olduğu da su götürmez bir gerçek. Ve en önemlisi de birey, islamın emrettiği gibi yaşarsa, önce kul olduğunu idrak edip; Allah’ın dilediği gibi olmaya çalışırsa, zaten kusursuz bir anne baba, eş ve evlat olup kendini ve çevresini mutlu edecektir.