Merak Ettiğiniz Konu Nedir?

SORU: Lokman hekim’in öğüdü neydi?

CEVAP: “Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azim ve kararlılık gerektiren ağır işlerdendir.” (Lokman, 31/17) Kur’ân-ı Kerim’in, Lokman Hekim’in dilinden peşipeşine zikrettiği önemli dört husus var: Namaz kılma, iyiliği emretme, kötülüğü nehyetme ve başa geleceklere sabır. Namaz bütün ibadetlerin pîri ve İslamiyetin de orta direğidir. Emr-u bi’l-maruf/ iyiliği emretmek de dinin esasındandır. Bir mümin şahsi sorumluluğunu aşarak toplumdaki yanlışlıkları düzeltme yoluna girince, başına bir sürü gâilelerin geleceği kaçınılmazdır. Ne kadar yılların kazandırdığı alışkanlıkları terk etme durumunda kalan veya menfaati zedelenen kişi ve zihniyet varsa, hepsi ona karşı çıkacak ve onu baskı altına alacaklardır. İşte böyle bir durumda mümin bütün bunlara karşı direnip, çizgisini koruma mecburiyetindedir. Tarihe bu gözle bakıldığında bunun çok örneklerini görmek mümkündür. Başta Efendimiz (sas), büyük mücadelesinde tek başına katıldığı halde dahi önünü kesen hiçbir şey karşısında asla sarsılmamış, sabır ve metanetle yoluna devam etmiştir. Demek ki Müslümanlığı hakiki manada yaşama ve başkalarına telkinin bahis mevzuu olduğu her yerde sabır da söz konusu. Bir başka ayet bu hususu daha net bir biçimde vurgular: “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin.” (Bakara, 2/45) Yani her çeşidiyle sabır ve her şekliyle namaza sığınarak yolunuza devam ediniz. Aslında günde beş defa, kırk rekat namaza devam ve sebat dahi iyi bir sabır örneği. Bu büyük ibadet, Allah karşısında saygıyla kalbi ürperenlerin dışındakilere çok zor ve ağır olsa gerek. Ayetin devamında ilginç bir ikaz vardır: “Gerçi bu zor bir iştir ama içi saygıyla ürperenlere değil.” ayeti de bunu dile getirmektedir. Ayrıca burada, hem namazın hem de emr-i bi’l-maruf ve nehyi ani’l-münker’in (kötülüğe engellemek) diğer ümmetler için de söz konusu olduğu vurgulanmakta ve bu aynı zamanda bir mümine hitap üslubu içinde sunulmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki Hz. Lokman, daha önce oğlunu “Oğulcağızım, sakın Allah’a eş-ortak koşma; bilmelisin ki şirk büyük bir zulümdür.” diyerek onu münkeratın en büyüğü ve çirkininden vazgeçirdikten sonra, burada da ona İslam esaslarının en büyük rüknü ve cihadın hemen her zaman, herkes için geçerli bir boyutu olan emr-i bi’lmaruf ve nehyi ani’l-münker’i hatırlatarak daha işin başında şer’î müvazenenin ehemmiyetini vurguluyor. “Başına gelen şeylere sabret, bunlar azim ve kararlılık gerektiren ağır işlerdendir.” fermanına gelince, bu hem müstakil bir sorumluluk hem de önceki iki vazifeden ötürü başa gelmesi mukadder hadiselere karşı bir teyakkuz manasına gelmektedir.

Was this helpful?
16
12
Örnek Sayfa

İslam Bilgi Kaynağı Çalışma Grubu
İletişim: editor@islamguidance.org

editor@islamguidance.org