CEVAP: Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, insan öldürmek, yetim malını yemek, zina yapmak, savaşta arkadaşlarını bırakıp savaş alanından kaçmak, namuslu insanlara zina iftirasında bulunmak, anne babaya isyan etmek.. gibi bazı davranışlar büyük günah sayılmıştır. Tabii büyük günah deyince akla hemen küçük günah geliyor. Büyük günahları saymak mümkünken, küçük günahları saymak imkansızdır. Çünkü hangisine baksak öyle pek de küçük görünmüyorlar. En kolay yoldan büyük günahların dışındakilere küçük günahlar diyebiliriz. Allah Rasulü (sas) büyük günahları saymış, Hz. Ömer de “Tövbe edildiği, büyük olduğu bilindiği müddetçe büyük günah yoktur. Israr edilirse de küçük günah olmaz, bunlar büyür.” demiştir. Çünkü bir insan günaha düştüğünü bilirse tövbeye koşar ve günahından hemen sıyrılır. Bu söz, tövbe istiğfar edildikten sonra büyük günahların affedildiği anlamına gelir. Aynı şekilde küçük kabul edilen günahlar dikkat edilmeksizin ısrarla işlenmeye devam edilirse onlar artık küçük günah olmayacak, büyük günahlar sırasına geçecektir. Keçiyi uçurumdan yuvarlayan bir parça ottur. Az daha, az daha derken uçuruma gider. İnsanlar günaha girmekle bir deformasyon yaşarlar. Günahtan sonra kendini yenileme ve bir iç onarıma tövbe diyoruz. Tövbe aynı zamanda günah duygusu, nefis ve şeytanla hesaplaşmayı ifade eder. Nefsin, hayatı sorumsuzca sevk ve idâresine karşı, benlik ve iradenin, yüce dağlar gibi, günahın karşısına dikilip ona geçit vermemesidir tövbe. Tövbe kulun, yaptığı yanlışın farkına vararak bu yanlıştan dönmesi, bozulan manevi hayatını yeniden düzene sokmasıdır. İnsanın nefsi ve günah duygusuyla mücadelesinde tövbe önemli bir yer işgal eder.
Was this helpful?