Haram ve Helaller

İslam dini, insanların dengeli, verimli, huzurlu bir hayat yaşamasını temin etmek için insan davranışlarını değişik açılardan nitelendirmiş ve birtakım sınırlamalar getirmiştir. Bu sınırlar kısaca helaller ve haramlar olarak ifade edilir. Helaller, dinen yapılması serbest olan şeylerdir. Haramlar ise dinde yapılması yasaklanmış olan, Allah tarafından kesinlikle yapılmaması istenen şeylerdir. İnsanın yaratılış amacı Allah’a kulluktur. Dünya hayatı da, ahiretin kazanıldığı imtihan yeridir. İnsan, Allah’ın emrettiği şekilde helal dairede yaşayarak ve haramlardan uzak durarak dünya hayatındaki kulluk sınavını başarıyla tamamlamakla yükümlüdür.

Haram; yapılması kesin ve bağlayıcı bir tarzda yasaklanan ve yapılması durumunda da uhrevi cezayı gerektiren fiilleri ifade eder. Haram bir fiilden bahsedebilmek için mutlaka konuyla ilgili kesin bir delil bulunması gerekirken helal için yasaklayıcı bir delilin bulunmaması yeterlidir. Yükümlü kişiler helal olan hususları yaptıklarında veya yapmadıklarında herhangi bir övgü yahut kınamayı hak etmezler. Örneğin uyumak, yürümek, yemek ve içmek gibi davranışlar helaldir.

Helalin belirlenmesinde Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber’in hadislerinde geçen ifadeler esas alınmıştır. Mesela, Hz. Peygamber’in şu hadisinde helalin genel bir çerçevesi çizilmiştir: “Helal Allah’ın kitabında helal kıldığı şeyler, haram da Allah’ın kitabında haram kıldığı şeylerdir. Hakkında hüküm belirtmediği hususlar ise sizin için affettiği şeylerdir”. Hadisteki genel ifadeyi dikkate alan İslam bilginleri, helalin tanımında, “serbest bırakılmış, izin verilmiş ve işlenmesi sebebiyle hakkında ceza verilmeyen şey” olarak üç hususun altını çizmişlerdir. Bir şeyin helal veya haram olduğuna hüküm verilmeden önce onun mahiyetine, niteliklerine ve elde ediliş yollarına bakılması gerekir. 

Hırsızlık yapmak, kumar oynamak, zina yapmak ve adam öldürmek gibi yasaklandığına dair Kur’an-ı Kerim’de ve kesin bilgi ifade eden hadis-i şeriflerde açık hüküm bulunan bütün söz ve davranışlar haramdır. Dinin, taşıdığı kötülük ve sebep olacağı zarar sebebiyle baştan itibaren ve temelden haram kıldığı davranışlar “doğrudan haram”dır. (Ör: Zina yapmak, hırsızlık, adam öldürme, dinen yasaklanan  gıdaları tüketmek gibi).  Aslında helal ve serbest olduğu halde, haram kılınmasını gerekli kılan harici bir durum sebebiyle haram kılınan davranışlar ise “dolaylı haram”dır. Harici durumlar ortadan kalkınca bu davranışlar helal hale gelebilir. Aslında meşru davranışlar olmakla birlikte yer ve zaman olarak elverişli şekilde yapılmadıkları için haram hale gelen, Ramazan günü dinin kabul ettiği bir mazereti olmadığı halde Müslüman bir kimsenin bir şey yiyip içmesi, bayram günü oruç tutmak dolaylı haramın bazı örnekleridir. 

Helal ve haram konusundaki prensiplerden başlıcaları şunlardır:

  1. Helal ve haram kılma yetkisi Allah’a aittir. Allah, helal veya haram kıldığı şeyleri ya bizzat Kuran-ı Kerim’de açıklar ya da kendisi tarafından konulan helal ve haramları açıklama ve detaylarını belirtme görevi verdiği elçisi Hz Peygamber’in sünneti yoluyla insanlara ulaştırır.
  2. Helallik esas, haramlık istisnadır. Din tarafından haram kılınmadıkça bir davranışın helal olduğu kabul edilir. 
  3. Helal olanlar, insan ve toplum ihtiyaçları için yeterlidir. Allah, insanın dengeli ve sağlıklı bir hayat sürmesi için gerekli hiçbir şeyi haram kılmamıştır. 
  4. Haramla sonuçlanan her şey yani harama götüren vesileler de haramdır. 
  5. Haram konusunda hileli yollara başvurmak da haramdır.
  6. İyi niyet, haramı helal yapmaz. Aslı haram olan bir şey ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın yine de haram olur. İyi niyet onu helal hale getirmez. Mesela mescit yapmak veya hayır kurumlarına bağışlamak için haram kazançtan mal elde etmek, bu malı helal hale getirmediği gibi, haram işleme günahını da ortadan kaldırmaz. 

Helal ve haramlarla ilgili hükümlerin asıl amacı, Allah’a karşı gösterilmesi gereken teslimiyet ve bağlılığın ortaya konulmasıdır. Kulluk bilincinin gelişmesi ve dünya imtihanının kazanılması adına bu sınırlara riayet etmek hayati bir öneme sahiptir. Kullar açısından fayda içeren fiiller helal, neticesi itibarıyla zarara yol açan fiiller ise haram kılınmıştır. 

İslam dininin emir ve yasaklarında, kullara yönelik dünyevi ve uhrevi birçok yarar vardır. Dinin haram olarak ilan edip kaçınılmasını istediği şeyler, Müslüman’ı mahrumiyetler içinde bırakacak tarzda değildir. Aksine her yasağın, meşru zeminde alternatifi, daha iyisi ve temizi gösterilmiştir. Çirkin ve kötü olan yasaklanmış, iyi ve temiz olan helal kılınmıştır.

Eşyada aslolan helal ve serbest oluştur. Bunun için de İslam ancak çok gerekli ve önemli durumlarda yasaklar koymuş, öte yandan zaruretler, beklenmedik şartlar, zorlamalar ve hayati tehlikeler karşısında bazı yasakların geçici olarak ve ihtiyaç miktarınca ihlalini de belli bir müsamaha ile karşılamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir