İslam dünyada ve ahirette herkesi mutlu edeceğini vaad etmez. Dünyada Allah’ın iyi kulları da çeşitli sebepler ve hikmetler dairesinde sıkıntılar yaşarlar; ama sabrederler, kulluklarını zedelemezler ve ahiret mutluluğunu kazanırlar.
Dünya, ahiretin kendisiyle kazanıldığı, birbiri içine girmiş üç boyutu olan bir olgudur. Bunlardan ilki; Allah’ın Kur’an’da da sık sık dikkatimizi çektiği Kur’an dışındaki ayetlerinin bulunduğu muhteşem kevnî oluşumdur. İkincisi, ölümden sonraki hayatımız olan ahireti kazanmaya yönelik faaliyetlerin yapıldığı alandır. Bu alanda başarılı olmak için yapılması gerekenler, peygamberler ve onlarla birlikte indirilen kitaplar vasıtasıyla bildirilmiştir. Üçüncüsü ise, bizi ilk iki alandaki faaliyetlerimizden alıkoymak gibi bir görevi üslenmiş olan, heva ve heveslerimize hitap eden, Kur’an’da; aldatıcılığı, oyun, eğlence ve süs olduğu yönlerinin ortaya konarak sakınmamızın istendiği yönüdür. Dünya hayatının bu yönünün diğer alandaki faaliyetlerimizi etkilemesine izin vermemek, dünya hayatını kazanmanın en önemli şartıdır. Yaşanılan süre içerisinde bu üç boyutu birbiriyle uyumlu hale getirebilmek, dünyada verilen görevi hakkıyla yapmaya ve ahireti kazanmaya vesile olacaktır
Dünyada dine uymadan veya dinsiz yaşayanlar kendi mutluluk anlayışlarına göre mutlu da olabilirler, mutsuzluklar ve sıkıntılar da yaşayabilirler. İslam dini dünyayı ahiretin tarlası olarak görür ve dünyadaki imtihanlar, o tarlanın mahsülüdür . Dolayısıyla dünyadaki güzellikler Müslümanlar için birer nimet olduğu gibi, zorluklar da sonsuz ahiretteki hayatın kazançlarıdır. Dünyadaki nimetler inanan inanmayan herkese verilir ama ahiret mutluluğu sadece inananlara mahsusdur.
Comments (1)
Anonimsays:
Eylül 5, 2024 at 1:52 pmGüzel bir yazı.