Evet, kabul ediyorum, günahlar yollarımızı alıyor ve her an ruhumuzun yaralanmasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Fakat buna rağmen, niyetlerimiz sağlam ve hâlistir. Gönlümüzü süsleyen tek düşünce vardır. O da Rabbimizin dinine omuz vermek. Allah Resûlü’nü neslimizin kalblerine yerleştirmek, ve bu uğurda başımıza gelecek bütün belâ ve musibetlere baştan razı olarak, buralarda kalmada azimli olmaktır. Onun içindir ki, insanlar arasında kalıp onların cefasına katlanmayı, dağlara çekilip inziva etmeye ve köşemize kapanıp zikir çekmeye tercih ediyoruz.Toplumun içinde duracak, ara sıra onun paletleri arasında ezilecek; fakat yine o toplumun içinde kalmaya devam edeceğiz. Zira, burada vazife yapmaya mecbur, hatta mahkûmuz!…
Kaynak: Tirmizî, sıfatu’l-kıyame 55; İbn Mâce, fiten 23.
Bir yanıt yazın